Sayfalar

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Sorumluluklarımla Mavi oldum, yoksa ben bir Şirin mi oldum?


Merhaba eski dostum ben geldim.

Eli boş gelmedim. Heybemde farklı diyarlardan şarkılar, aldığım ani haberler, verdiğim zorunlu kararlar, sorumluluklar neler neler. Bunları uzun uzun yazmak istemiyorum. Sanırım hazır da değilim. Ama bugünleri unutmak istemiyorum.

Belki de alışık olmadığımız diyarlardan Güney Kore'den Jannabi, kimilerine göre melankolik sayılan ama bana göre rahatlatıcı sesiyle bizler için söylüyor Sevgili Dinleyenler, Dreams, books, power and walls.

Sevgiler, yine görüşelim.

16 Ocak 2020 Perşembe

2020: A Head Full Of Dreams


Merhaba!
Coldplay'in başka başka şarkılarıyla merhaba diyebilirdim belki. Ama bilmiyorum neden bunu seçtiğimi ya da biliyorumdur. Uzun zamandır yaptığım ama bir kaç senedir terapi niyetine de devam ettirdiğim canlı kayıt izlemelerimde beni en çok ağlatan -evet, ağlıyorum- video kayıtlarından biri bu. 
Coldplay 20 yıllık bir grupmuş. Muhtemelen 15 yıldır da benim hayatımda. Ve sıklıkla görüşemediğiniz ama görüştüğünüzde samimiyeti kaybetmediğiniz arkadaşlar gibi vakti geldiğinde alır beni sarıp sarmalar, derdimi dinler, ıhlamur ikram eder ve ayrılırız. Spotify verilerime göre 2019'da dinlediğim sanatçılarda 2. sıradalar. Anlayacağınız Portekiz'de bana çok destek çıkmışlar. 
Diğerleri ise Tamino ve Stormae. Tamino zaten 2019'da blogta paylaştığım tek şarkının sahibi. Stormae ise başka bir blog yazısını baştan sona hak ediyor. 
Bu üçünü de canlı dinlemeyi çok istedim bu sene. Tamino, ben orada değilken Istanbul'a gelesi tuttu. Oraya gittiğimde ise dönmeyi tercih etti. Erdem'e Coldplay ile Stormae bir araya gelseler acayip olur derken, Coldplay'in yeni albümünde bir araya geldiler. Ama bilin bakalım bu sefer ne oldu ? Evet, Coldplay konser vermeyeceğini açıkladı. Stromae zaten -sanırım- müziği bırakmıştı. 
Her neyse. Ben umut etmeye devam ediyorum. Ne de olsa -a head full of dreams-!
Amazon Prime'da, A Head Full Of Dreams isimli Coldplay'in 20 yılını anlatan bir belgesel var. Eğer müzisyen/müzik belgeselleri ilginizi çekiyorsa bakabilirsiniz. 
İkinci bonus olarak da Coldplay & Stromae ortak eserini buraya bırakıyorum. Bu kayıt için de bir iki cümlem olacak onu ayrı bir yazı mı yazayım ne yapayım bilmiyorum. Sizi daha fazla sıkmayayım. 
"i could be you/ you could be me/ two raindrops in the same sea" diyen şarkı burada
https://www.youtube.com/watch?v=O-biyaFYszk

Ve lütfen Femi Kuti'de neler oluyor öyle. Evet kulaklar bayram ediyor.
Coldplay söylüyor Sevgili Dinleyenler, A Head Full Of Dreams. Ve hep söylesin.
Gelecek yazılarda görüşmek üzere!

18 Mart 2019 Pazartesi

Merhaba Blog, Seni Özledim!


Merhaba,
Blogta ilk paylaşımı 2011 yılında yapmışım. Bugün aklıma geldi burası ve incelemek istediğimde fark ettim.
Blogu açma sebebim; dinlediğim şarkıları, sevdiklerimle ya da dinlemek isteyenlerle paylaşmak, kendi çapımda radyoculuk oynamaktı. Öyle de oldu.Bazen günlük görevi gördü, bazen kum torbası, bazen sadece blog. Burayı seviyorum çünkü benim yolumu da gösteriyor bir yandan. İşte o yüzden 2019un ilk postunda buraya bir teşekkür etmek ve bu günlerime dönüp baktığımda hatırlamak istedim.
Bu satırları blogu açtığım yerlerden çok uzakta yazıyorum. Hayat çok garip işte. Bilemiyorum. Sizi bir kez daha benimle radyolamaya davet ediyorum.

Kadife gibi sesiyle bizleri alıp büyülü ormanlara götüren,adının da hakkını veren Tamino bizler için söylüyor Sevgili Dinleyenler, Habibi.

8 Mayıs 2018 Salı

Nisan : Seviliyorsun Kardeşim




Herkese merhabalar,
Mayıs'ın ortaların tüm hızımızla yaklaşırken buraya Nisan ayımın bir özetini bırakmak istedim. Nisan ayı her gününü her hafta sonunu dolu dolu geçirdiğim bir ay oldu. Adana- Bursa- Edirne gezileri. Sinemalar, sergiler, fotoğraf günleri. Baya verimliydi. Bravo Nisan ayı. Seviliyorsun kardeşim!
Bu ay bol bol fotoğraf çektiğim hatta İKSV'nin bir organizasyonunda görev aldığım bir aydı. Film Festivali kapsamında Köprüde Buluşmalar etkinliklerinde fotoğraf çektim. Güzel bir deneyim oldu.
Aslında yazının başından beri aklımda olan ama henüz gelebildiğim asıl olay:
ARKADAŞLAR O AVENGERS NEYDİ ÖYLE YA!
Gerçekten neydi ya! Filmi çıktığı gün izledik. O gün bu gün hala aklıma geldikçe şok oluyorum. Kafam karışıyor sağlıklı düşünemiyorum. Gerçekten beklediğimize değen yok artık dedirten, ağlatan, fazla güldürmeyen çokça düşündüren bi film olmuş. Hepsinin elllerine sağlık. İyi bir fan filmi. Heh sinema demişken, filmi Maltepe Piazza'da izledik. STARIUM adını verdikleri bi salonda. Koltuklar aşırı rahatsızdı. Kapıyı kontrol eden biri olmadığı için film boyunca sağ alt köşede kapıdan sızan ışık vardı. İkinci yarı başladığında da ilk 10-15dk ışıkları kapatmadılar. Akasya IMAX'e bilet bulamayınca "burası da olur ya" demiştik. Olmadı, güldürmedi. Bu da aklınızın bir köşesinde bulunsun. 
Nisan ayını beş kitap ve bir sürü müzik keşfi, muazzam fotoğraf hikayeleri, sergiler, geziler, baby showerlar yeni yeni hayallerle bitirdik.
Bilançoya baktığımızda güzel bir aymış. Sevgili Nisan'a tekrar tebriklerimi sunuyorum. 
Bu arada geçen yazıma geri dönüşleriniz için teşekkür ederim arkadaşlarım. Yalnız olmadığımı biliyordum:)
Umarım siz de güzel bir ay geçirmişsinizdir. 

Jake Bugg söylüyor Sevgili Dinleyenler, Two Fingers.

Gelecek yazıda görüşmek üzere!


16 Mart 2018 Cuma

İlk Çeyrek



herkese merhaba,
arayı fazla açmayacağım demiştim kendi kendime. ama baya bi açmışım. -ikibinonsekiz güldür güldür geldi. koşa koşa geldi. önünü alamadık öyle böyle gelNEYSE NEYSE susuyorum. şimdi bu yazıda neler yazacağımı açıkçası bilmiyorum. sadece yazmak ve birilerinin okuduğuna inanmak hoşuma gidiyor. okuyanlar bana bi mesaj,çağrı yapın kendimi yalnız hissetmeyeyim. 
ee nereden başlasam ?
ilk üç ayın bilançosunu çıkarmalıyım sanırım. film,kitap yüklemelerim hızla devam ediyor. okuduklarımı, izlediklerimi, dinlediklerimi, gezdiğim gördüğüm yerleri buradan paylaşsam mı diye düşünmüyor değilim aslında. bana da dijital bir günlük olur. fena da olmaz. 
siz ne dersiniz? 
okul başladı onun koşuşturması, günde yirmi binli adımlar, karış karış istanbul seferleri son sürat devam ediyor.fotoğraf bulucaz diye adım atılmadık yer bırakmamaya çalışıyoruz. öyle ki yıllardır eskimeyen ayakkabım bu sene eskidi ^^ he sonunda acayip fotoğraflar mı çıkıyor yok. ama her zaman tekrarladığım gibi,
yolda olmak yolunda olmaktır.
ocak ayının ortalarından itibaren kendime yeni bir ben lazım diyerek uzundur ertelediğim, korktuğum bir konuya giriş yaptım. bakalım ne olacak bu süreçte hep birlikte göreceğiz. onun üzerine baya okumalar yapıyorum. belki bir gün bunları da yazarım kim bilir. uzun zamandır üzerimizde olan bir yükten şubat ayı sonlarına doğru kurtulduk erdemle onu kutluyoruz. bazen bu kutlamalar yükten daha da pahalıya mı patlıyor acaba diye düşünmüyor değilim ^^ mart ayı biraz buruk başladı ama öyle bitmeyecek eminim. heyecanla ve hatta hasretle beklediğimiz haberler kötü sonuçlandı ve arkadaşlarımın kıymetini daha çok bildiğim bir aya  giriş yaptım. ama mart ortasındayız, sanki bi'şeyler daha yolunda gibi. en azından buna inanıyorum. 
bu ay en çok kullandığım ve bu yüzden nefret ettiğim cümle : 'bu ara çok yoğunum.' oldu. halbuki bu yoğunluğu beklemiyor muydum yıllardır ey sevgili dinleyicilerim. ama ademoğlu, asla doymak bilmiyor işte. şimdi de daha farklı hayaller kovalıyorum.
e insan olmanın tadı da bu değil mi zaten?
şimdilik benden bu kadar. sizlere kocaman sevgiler, haberlerinizi merakla bekliyorum.

he unutmadan, Tellef & Sigrid Raabe söylüyor Sevgili Dinleyenler, Sister.


15 Aralık 2017 Cuma

Güncelleme 2017 : Let it Happen!



geldi canım ay canım aralık!

buraya uzun uzun yazmak istediğim o kadar şey vardı ki. kasım 2016da 'bu bir yılda neler oldu bir bilseniz' demişim. aralık 2017 oldu ve o cümleyi bir daha kuruyorum. şu bir yılda neler oldu bir bilseniz. genelde yıl sonlarına doğru o yılın bir değerlendirmesini yapar, gelir gider, kriz tabloları oluştururum. yeni yıla ümit içinde girmeyi diler hedefler koyarım. unutmuyorum bir ocakta yeni yılın bol bilim kurgu bol fantastik geçmesini dilediğim bi tweet atmıştım. aynen canım, öyle de oldu. kendimi şaşırtacak derecede film izledim ve neredeyse tamamı bu türde oldu. uzun süredir aklımda olan ama üşendiğim bütün filmleri izledim. rüyalarımdaki değişimi görmelisiniz! 

okuma listelerime yenileri eklenirken yıllardır listede olanların üzerini çizdim. harry potter'ı ingilizce okudum örneğin. nordik yazar,per petterson ile tanıştım.matematik felsefesi okudum. sanata daldım ama durun buraya daha sonra geleceğim!

şimdi böyle yazınca hoşuma gitti, en iyisi devam edeyim bu yılın nasıl geçtiğine.
skateboarda başladım yani başlar başlamaz harika bi düşüş performansı sergiledim ama başladım yani iyiydi ya şaapmayın o kadar da. acayipp bir his!
bayadır istediğimiz bir şey vardı erdemle bir kaç günlüğüne de olsa bu gerçekleşti ve adalı olduk. burgazada yine harikaydı.
ve kamp yaptık! hayatımda en çok hayalini kurduğum 'elbet bir gün buluşacağız' şarkıları bestelediğim o olay gerçekleşti. konserveden beslendik, sineklerle boğuştuk, egenin soğuk sularını tattığımız,yollarda günbatımlarına şarkılar söylediğimiz, rüzgarla aramızda ince bir tentenin olduğu  harika bir hafta geçirdik. harika harika harikaydı!  bunun üzerine daha çok yazmak istiyorum aslında.

bu yıl bolca işsiz kaldığım, gittiğim her yerden red yediğim yada reddettiğim bir yıldı. bir yerlerde çalıştım da ama ne bileyim olmuyordu işte. tam olmuyordu heh olmuyordu. anlarsınız ya. baya yıkıldım. içime kapandım. etrafımdakilere, sevdiklerime zor günler yaşattım. her birinden teker teker özür diliyorum. tekrar tekrar. zor günlerdi. kendimden beklediklerim, hedeflerim, olmasını istediklerim, peki ya nolacaklarım, vazgeçmelerim, ümide sarılmalarım, düşmelerim ve hatta bazen bilhassa kalkmamalarım. ama nerden bilebilirdim, süreç resmen beni yepyeni bir maceraya atıyormuş da haberim yokmuş. sanırım hayatım boyunca her şeyi üst üste mutlu yaşadığım bu anlar sayılıdır. bu sene bunu eeeen süper şekilde yaşıyorum. haziranda sınava girdim. ya olursa diye. ve oldu. bana aralanan kapıyı açma cesareti gösterdim ve sonuçlarını aldım. yıllardır içimde olan ve şuan tamamlanmış hissettiğim bölümü okumaya hak kazandım. baştan beri bitirmek mesel değil öğrendiklerim bana yeter diyorum, gerçekten öyle öğrenmeye öğrenmelere doyamadığım bir dönem benim için başlamış oldu. evet, söylememişim. fotoğraf ve video bölümü öğrencisiyim. karanlık odada fotoğraf yıkıyorum. analog çekiyorum. fotoğrafa çıkıyor, ışık avcılığı yapıyorum. bakışım, hislerim, gördüklerim, duyduklarım o kadar değişti ve değişmeye devam ediyor ki. ve bunu heyecanla takip ediyorum. daha fazla ne öğrenebilirim, ya şunu da okumadım, bunu da izlemedim, şuaraya da gitmem gerek dediğim bi dönem  her zaman oldu ama bu sefer bu dönem baya yoğun koştur koştur geliyor. bazen uyuyamıyorum bazen aradaki farkı açıyorum. ve böyle böyle geçiyor günler. 

inanın bana çok zor günlerdi ve ben tünelin sonundaki ışığı başka türlü görürüm sanıyordum. meğerse o ışık bambaşka bi ışıkmış. şimdi de yeni yılı bu artan heyecanımla bekliyor, hedeflerime yenilerini ekliyorum. elbet bir gün gerçekleşecek. ama ne zaman olacağına hayatım kendi karar versin.

buraya kadar okuyan, hayatıma ortak olan herkese çok teşekkür ederim. umarım kalbinizden geçen bütün hayr dualarınız kabul olur. umarım güpgüzel günler sizleri bekler! birlikte yaşayalım görelim. <3

seni seviyorum gri hava,kar, kış,yağmur!

yazının anlam ve önemine binaen,
Tame Impala söylüyor Sevgili Dinleyenler, Let it Happen!

9 Kasım 2016 Çarşamba

Don't give up, I won't give up!



Merhaba!
Bir yılda neler oldu bilemezsiniz!
Çok özlemişim burayı.
Bu bir gerçek.
Kalpler.

Sia söylüyor Sevgili Dinleyenler, The Greatest.