Sayfalar

8 Mayıs 2018 Salı

Nisan : Seviliyorsun Kardeşim




Herkese merhabalar,
Mayıs'ın ortaların tüm hızımızla yaklaşırken buraya Nisan ayımın bir özetini bırakmak istedim. Nisan ayı her gününü her hafta sonunu dolu dolu geçirdiğim bir ay oldu. Adana- Bursa- Edirne gezileri. Sinemalar, sergiler, fotoğraf günleri. Baya verimliydi. Bravo Nisan ayı. Seviliyorsun kardeşim!
Bu ay bol bol fotoğraf çektiğim hatta İKSV'nin bir organizasyonunda görev aldığım bir aydı. Film Festivali kapsamında Köprüde Buluşmalar etkinliklerinde fotoğraf çektim. Güzel bir deneyim oldu.
Aslında yazının başından beri aklımda olan ama henüz gelebildiğim asıl olay:
ARKADAŞLAR O AVENGERS NEYDİ ÖYLE YA!
Gerçekten neydi ya! Filmi çıktığı gün izledik. O gün bu gün hala aklıma geldikçe şok oluyorum. Kafam karışıyor sağlıklı düşünemiyorum. Gerçekten beklediğimize değen yok artık dedirten, ağlatan, fazla güldürmeyen çokça düşündüren bi film olmuş. Hepsinin elllerine sağlık. İyi bir fan filmi. Heh sinema demişken, filmi Maltepe Piazza'da izledik. STARIUM adını verdikleri bi salonda. Koltuklar aşırı rahatsızdı. Kapıyı kontrol eden biri olmadığı için film boyunca sağ alt köşede kapıdan sızan ışık vardı. İkinci yarı başladığında da ilk 10-15dk ışıkları kapatmadılar. Akasya IMAX'e bilet bulamayınca "burası da olur ya" demiştik. Olmadı, güldürmedi. Bu da aklınızın bir köşesinde bulunsun. 
Nisan ayını beş kitap ve bir sürü müzik keşfi, muazzam fotoğraf hikayeleri, sergiler, geziler, baby showerlar yeni yeni hayallerle bitirdik.
Bilançoya baktığımızda güzel bir aymış. Sevgili Nisan'a tekrar tebriklerimi sunuyorum. 
Bu arada geçen yazıma geri dönüşleriniz için teşekkür ederim arkadaşlarım. Yalnız olmadığımı biliyordum:)
Umarım siz de güzel bir ay geçirmişsinizdir. 

Jake Bugg söylüyor Sevgili Dinleyenler, Two Fingers.

Gelecek yazıda görüşmek üzere!


16 Mart 2018 Cuma

İlk Çeyrek



herkese merhaba,
arayı fazla açmayacağım demiştim kendi kendime. ama baya bi açmışım. -ikibinonsekiz güldür güldür geldi. koşa koşa geldi. önünü alamadık öyle böyle gelNEYSE NEYSE susuyorum. şimdi bu yazıda neler yazacağımı açıkçası bilmiyorum. sadece yazmak ve birilerinin okuduğuna inanmak hoşuma gidiyor. okuyanlar bana bi mesaj,çağrı yapın kendimi yalnız hissetmeyeyim. 
ee nereden başlasam ?
ilk üç ayın bilançosunu çıkarmalıyım sanırım. film,kitap yüklemelerim hızla devam ediyor. okuduklarımı, izlediklerimi, dinlediklerimi, gezdiğim gördüğüm yerleri buradan paylaşsam mı diye düşünmüyor değilim aslında. bana da dijital bir günlük olur. fena da olmaz. 
siz ne dersiniz? 
okul başladı onun koşuşturması, günde yirmi binli adımlar, karış karış istanbul seferleri son sürat devam ediyor.fotoğraf bulucaz diye adım atılmadık yer bırakmamaya çalışıyoruz. öyle ki yıllardır eskimeyen ayakkabım bu sene eskidi ^^ he sonunda acayip fotoğraflar mı çıkıyor yok. ama her zaman tekrarladığım gibi,
yolda olmak yolunda olmaktır.
ocak ayının ortalarından itibaren kendime yeni bir ben lazım diyerek uzundur ertelediğim, korktuğum bir konuya giriş yaptım. bakalım ne olacak bu süreçte hep birlikte göreceğiz. onun üzerine baya okumalar yapıyorum. belki bir gün bunları da yazarım kim bilir. uzun zamandır üzerimizde olan bir yükten şubat ayı sonlarına doğru kurtulduk erdemle onu kutluyoruz. bazen bu kutlamalar yükten daha da pahalıya mı patlıyor acaba diye düşünmüyor değilim ^^ mart ayı biraz buruk başladı ama öyle bitmeyecek eminim. heyecanla ve hatta hasretle beklediğimiz haberler kötü sonuçlandı ve arkadaşlarımın kıymetini daha çok bildiğim bir aya  giriş yaptım. ama mart ortasındayız, sanki bi'şeyler daha yolunda gibi. en azından buna inanıyorum. 
bu ay en çok kullandığım ve bu yüzden nefret ettiğim cümle : 'bu ara çok yoğunum.' oldu. halbuki bu yoğunluğu beklemiyor muydum yıllardır ey sevgili dinleyicilerim. ama ademoğlu, asla doymak bilmiyor işte. şimdi de daha farklı hayaller kovalıyorum.
e insan olmanın tadı da bu değil mi zaten?
şimdilik benden bu kadar. sizlere kocaman sevgiler, haberlerinizi merakla bekliyorum.

he unutmadan, Tellef & Sigrid Raabe söylüyor Sevgili Dinleyenler, Sister.